Einstein demişki:
Mantık A’dan B’ye götürür ama hayal gücü her yere.
Hayal kurmak güzel birşey, önemli birşey aynı zamanda.
Ama hayalleri realist kurmak belkide en önemlisi.
Elinde 10 liran varsa, bir Ferrari satın almayı hayal edebilirsin ama bunu uygulayabilmek,elindeki 10 lira ile imkansız.
Expo’yu hayal etmek İzmir için imkansız bir hayal değildi, ama gerçekler çerçevesinde zordu. Bizim için değildi zor olan, dünyaya bunu inandırmak zordu.
Kültürümüz gereği, gelen misafiri en iyi şekilde ağırlamayı çok iyi biliyoruz, hatta öylesine iyi ki misafir bile neye uğradığını bilmemekte.
Ben çocukluğumdan hatırlıyorum, evde kavgada olsa, misafir gelince hepimizin yüzü gülerdi. Evde her gün baklava börek yapılmasada, misafir gelince yapılırdı.
Aile olarak biz oturma odasında yaşasakta, misafir gelince en güzel odamız, misafir odası açılır orada oturulurdu.
Normal bardaklarda,tabaklar kaşık çatallar kullanılmasına rağmen, misafir gelince gümüş bıçak, çatallar, kristal bardaklar ve en pahalı porselen takımlar kullanılırdı.
Ve ülke olarak, şehir olarak aynı şekilde yaşıyoruz sanki: